Limonların diktatörlüğü ve ekonomi yönetimi
Şimdiye değin, Türkiye’nin Ahmet Davutoğlu ile neredeyse niteliksel bir değişime uğrayan dış politikası hakkında çok şey yazıldı ama bu yazılanların çoğu, bu değişimi hiç anlamayan ya da anlamak istemeyen haksız eleştiriler hatta hakarete varan tepkilerdi. ‘Herkesle kavgalıyız, oysa Türkiye bölgede tek ‘denge’ unsuru yumuşak ‘demokratik’ ‘güçtü’ gibi tumturaklı cümlelerle başlayan sonra ‘Türkiye’yi terör devleti listesine sokuyorla’ ile devam eden ipe sapa gelmez faşist bulvar gazetelerinden çıkma tespit(!)lerle devam eden ‘analizleri’ çok okuduk.
Bu tepkiler, tabii ki Davutoğlu’nun kişiliğine, akademik kimliğine de yöneliyordu. Bu, -neredeyse- ‘azgınca’ seferberliğin ve kızgınlığın temel nedeni, bu süreçte, Alman Devleti’nin, İsrail’in, Neocon Savaş Cephesi’nin Türkiye’ye duyduğu kızgınlıkla paraleldi.